Bu Blogda Ara

15 Kasım 2010 Pazartesi

Metrekareye yüzaltmışbeşbinsekizyüzdoksandokuz insan

     Her yedi dakikada bir gelen, kişi başı altmış kuruşluk birnoktaon kuruşluk kahraman.
     Yorulmadan, durmadan. Her duraktaki izdihamların kurbanı. Çünkü metrekareye YüzAltmışBeşbinSekizyüzDoksanDokuz insan.
     Kimi kendinden emin, bir ayağı çukurda kendini genç sanan dudağına itinayla sürülmüş kırmızı rujlu maymun suratlı yaşlı teyzeler.
     Kimi kendinden bezmiş sırtında dokuzyüzelli kilo ağırlıyında ki çantasıyla sürü psikolojisine sahip öğrenciler
     Kimi umarsız "koltuklar kapanındır!" düşüncesiyle vagondakiler inmeden herkesin üstüne çıkan ayılar
     Kimi sırf fantezi olsun diye binen sapıklar
     Kimi buraları benim diye koltukları sahiplenmiş 1 yaşındakı bebeği bile koltuğa oturtan yakında sülalesinide getir misali oturan cahiller
     Kimi ben her yerde kitap okurum havasında takılan marjinaller
     Kimi yer vermeyince tip tip bakan sülükler.
     Bense daha kendimi katagorilendiremedim.sadece kapının yanındaki engelliler bölmesine geçip yüksek seste müzik dinliyorum Hiçbir şeyden habersizmiş gibi.
    
     Çünkü YüzAltmışBeşbinSekizyüzDoksanDokuz insan.

  

14 Kasım 2010 Pazar

     ---Kötümser biri olsaydım şayet öyle düşünebilirdim. İyimser biri olsaydım da 12 saat sonra tekrar saçmalayacağız derdim fakat ben mantıkçı biri olarak; "Yine mi bamya ?" diyorum. Hem de o reklamdaki küçük kızın sesiyle.

       
     ---bende sana diyorum ki "Fairy, yağları da dize getirir, dağları da..." veya 
" renkli çamaşırlarınızın yeni gibi tertemiz kalması için Ariel Parlak Renkleri deneyin."
ben o zaman iyimser mi oluyorum kadın-yasam mı !?

3 Kasım 2010 Çarşamba

Pascal at yarışına gitti ve Mon Dieu adlı ata oynadı. Kaybetti. (1652)
"Bunlar benim ilkelerim; beğenmiyorsanız elimde başkaları var."